27 Mart 2012

Kütüphanem'den Seçmeler / Aşkın Gözyaşları




Merhabalar,
Okumayı özellikle orta ve lise yıllarımda hiç sevmezdim, şimdi ise kitapsız geçen o yıllara acıyorum, yazık etmişim diyorum. Aslında daha küçükken, ilkokul yıllarımda hatırlarım, birbirinden güzel, cıvıl cıvıl hikaye kitaplarım vardı ki hala saklarım, çok keyifliydi onları okumak ama nedense bana bi haller olmuş, soğumuşum kitaplardan. Çok yazık!...Şimdilerde ise yani 7-8 yıldır "İçimi açsan nar ama yerim dar" mantalitesiyle birsürü kitap okuyorum, alıyorum, sıraya koyuyorum amma velakin artıkın koyacak yer yok. Neyse, demem o ki "kitap canını senin!" hehe =)

Kitabı layıkıyla okumak bi meziyetse onu üslubuyla yorumlayıp herhangi bi mecra vasıtasıyla aktarabilmek de ayrı meziyettir diye düşünüyorum. Ben de okuduğum ve okuyacağım kitapları elimden geldiğince, tabi bana hissettirdikleri doğrultuda buraya aktarmaya çalışıcam, diğer arkadaşlar gibi bu sevgiyi bişekilde dışa vurmaya çalışıcam, fazla bi iddiam yok, karalicaz işte bişiler.

Gelelim Aşkın Gözyaşları'na. Sevgili Sinan Yağmur, bize yaşananları, ikinci, üçüncü tekil şahısları hiç araya sokmadan, Hz. Mevlana ve Tebrizli Şems'in kendi ağızlarından anlatmış. Hal böyle olunca herşeyi daha rahat idrak ediyorsun. Bir kitabın daha doğrusu tasavvuf üzerine yazılan bir kitabın ya da eserin geniş kitlelere ulaşabilmesi kolay anlaşılabilir dille yazılmasıyla bence çok alakalı. Yoksa kolay sıkılabilen bi insan hemen kitapları kenara koyabiliyor. O nedenle bu yazarı daha da sevmeye başladım, tasavvufu sevdiriyor insana. Çok da tevazu gösteren bi adam, ayrı severim bu tarz insanları... Kendi kendime kaldığım her aralıkta okudum hatta içime daha çok işlesin diye de ağır ağır okudum, altını çizdiğim okadar cümle oldu ki. Konyalı olduğum ve Hz. Mevlana'nın türbesine her gittiğimde onun hakkında nekadar az şey bildiğimi farkettiğimdeki üzüntülerim, beni daha fazlasını öğrenmeye itti. Öncelikle Sevgili Elif Şafak'ın Aşk'ını okudum, sonrasında da bu kitaplarla tanıştım. Ne yalan söyliyim Sinan Yağmur daha çok etkiledi beni.

Maneviyata önem veren ve bu konuda daha çok bilgi sahibi olmak isteyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.

6 yorum:

  1. Kitapsız bi hayat düşünemiyorum, normal diş fırçalamak gibi bi alışkanlık benim için, senin adına da mutlu oldum, nerden dönsen kar, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. =)Güzel benzetme. Kesinlikle katılıyorum, sağolun.
      Sevgiler saygılar..

      Sil
  2. Benim de ortaokul yıllarım kitaptan yoksun geçti diyebilirim ne yazık ki!Bu sebepten 'Okumayı öğrendiğimden bu yana en iyi arkadaşlarım kitaplar.' diyenlere hep özeniyorum bu günlerde. E bunun farkına vardığımıza göre bundan sonra dolu dolu geçer inşAllah diyorum :)

    Bol okumalı günler dileğiyle.

    YanıtlaSil
  3. Aynen öyle Delibu, bazen hayat yoğunluğundan bi kitabı bitirmek için ay geçiyo ama canımız ciğerimiz kitapçıklarımız =) inşallah! saolasın, takibindeyim. sevgiler saygılar

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...